Hizmetlerimiz

Böbrek Hastalıklarında Beslenme

Böbrek hastalıkları ve beslenme

Böbrek hastalıklarının diyet tedavileri hastalığa ve tablosuna uygun olarak düzenlenmelidir. Böbrek hastalıklarnda önemli ve etkili bazı mikro ve makro besin öğelerini şu şekilde sıralayabiliriz;

Protein:

Büyüme ve gelişmenin sağlanması dokuların onarımı ve vücut savunması için en önemli besin türüdür. Proteinler aminoasit adı verilen küçük ünitelerin vücudumuzda bir araya getirilmesi ile oluşur. Bu aminoasitlerin bazıları vücut tarafından yapılır, bazıları yapılamaz (esansiyel aminoasitler) ve mutlaka dışarıdan hayvansal gıdalardan alınması gereklidir. Protein açısından en değerli gıda yumurtadır. Bunun yanı sıra süt, peynir, diğer hayvansal gıdalar ve kuru baklagillerde de protein bulunur. Proteinler vücutta değişik görevler için kullanıldıktan sonra yıkılır ve bunun sonucu protein yıkım ürünü olan üre, ürik asit, kreatinin gibi vücut için zararlı maddeler açığa çıkar ve sağlıklı kişilerde böbrek tarafından idrarla dışarı atılır. Böbrek yetersizliği varsa bu maddeler dışarı atılamaz ve buna bağlı hastalık belirtileri (halsizlik, iştahsızlık, bulantı, kusma, ağızda kötü koku) ortaya çıkar. Böbrek yetmezliği hastalarında protein alımının kısıtlanması ile bu zehirli maddelerin üretimi de azaltılmış olur, Ancak hastanın alması gereken protein miktarı biyokimya bulgularına ve hastalığın seyrine uygun olarak gerekli formüllerle kişiye özgü olarak değerlendirilmelidir.

Potasyum:

Tuza benzeyen kan ve dokularda bulunan bir maddedir. Adelelerin ve kalbin kasılmasında çok önemli rol oynar. Böbrek yetersizliğinde potasyum böbrekler tarafından vücuttan uzaklaştırılamayabilir ve fazla alınması sonucu kandaki potasyumun yükselmesine yol açar. Bu çok tehlikeli bir durumdur ve aniden kalp durmasına sebep olabilir. Potasyumun en zengin kaynakları; kurutulmuş meyve ve sebzeler (üzüm,incir,bamya), taze meyve (muz,üzüm,erik vb.) ve sebzelerin birçoğudur. Bu yüzden yemeklerde kullanılan tüm sebzelerin önce haşlanmasını ve haşlama suyunun atılmasını önermekteyiz.

Kalsiyum ve fosfor: 

Kalsiyum ve fosfor dengesi de böbrek yetersizliğinde bozulmaktadır. Kan fosfor düzeylerinde yükselme ve kalsiyum düzeylerinde azalma görülmektedir. Ancak kalsiyumdan zengin gıdalar aynı zamanda fosforun da zengin kaynaklarıdır. Bazı durumlarda doktor tarafından önerilen fosfor bağlayıcı ve kalsiyumu yükselten ilaçlar kullanılabilmektedir. Bu nedenle böbrek için önemi olan bu minerallerin hastanın diyalize girme durumu , hastalığın aşaması ve seyri göz önünde bulundurularak düzenlenmesi gerekmektedir. Fosfor ve kalsiyum bakımından zengin gıdalar, tüm süt ürünleri ve balıklardır.

Tuz: 

Böbrek yetersizliğinde vücuda alınan tuzun atımı azalır ve vücutta birikir. Fazla miktarda tuz tansiyonu yükseltir vücutta su birikmesine ve kalp yetersizliğine yol açar. Bu nedenle hastanın alması gereken günlük tuz miktarı belirlenmelidir.

Yağlar: 

Besin öğeleri arasında vücuda en yüksek enerjiyi sağlayan gruptur. Günlük yaşamımızda yağ alımı dediğimiz zaman tereyağ, margarin, bitkisel yağlar ve çeşitli etlerde bulunan yağlar akılımıza gelir. Aldığımız kalorinin %20 ve %40’ı yağlardan sağlanır ayrıca A,D,E,K vitamini gibi yağda eriyen vitaminler de bu besinler ile birlikte emilir. Yağların kendi içinde pek çok alt grubu vardır. Bunlardan biri de kolesteroldür. Kolesterol çok önemli görevleri olan bir yağ türüdür. Bir kısmı karaciğerde yapılır, bir kısmı ise yiyeceklerle alınır. Uzun süreli olarak kanda belirli miktarın üzerinde olması (250 mg ve üzeri) damar sertliği, kalp krizi ve beyin inmelerinin nedenlerinden biridir. Böbrek rahatsızlığı olan hastalarda ise hastalığın daha hızlı ilerlemesine sebep olabilir, bu nedenle kişilerin diyetlerinde kolesterol alımı kısıtlanmalıdır. Bu hastalar özellikle zeytin, mısır, ayçiçek gibi bitkisel sıvı yağlar kullanmalı, hayvansal kaynaklı yağ ve kolesterolü yüksek oranda içeren besinlerden uzak durmalıdır.

Su: 

Böbrek yetersizliğinin ileri aşamalarına kadar genellikle hastalar içtikleri su ile orantılı miktarda idrar çıkarırlar. Böbrek yetersizliğinin erken dönemlerinde ise kanda üre ve diğer zararlı maddelerin çok yükselmemesi için alınacak en iyi önLem fazla miktarda su içmektir.

Ancak böbrek yetmezliğinin son dönemlerinde idrar miktarı iyice azalır ve su içmekle idrar miktar artmaz. Fazla suyun vücutta kalması ise tansiyon yüksekliğine, kalp yetersizliğine, nefes darlığına yol açar. Hastalığın bulunduğu aşamaya, seyrine göre ve günlük çıkardığı sıvıyla orantılı olarak alması gerekli sıvı miktarı hesaplanmalı ve hastanın bu miktara uygun olarak sıvı tüketimi ayarlanmalıdır.